Bir yaz günü şehir merkezinde dolaşırken, bir sinema salonunun girişinde “İnsan Yapımı Filmler” yazılı bir reklam panosu görseydiniz, ne düşünürdünüz?
Dikkat çekmek için mi yazılmıştır? Ya da merak uyandırmak için mi?
Şuan için tuhaf görünse de, bu sahneyi yakın gelecekte yaşamış olsaydık, muhtemelen bunu normal karşılıyor olabilirdik.
20. yüzyılda teknolojinin inanılmaz bir hızla ilerlemesi, yaşamımızda büyük değişimlere yol açtı. Özellikle son yirmi yılda, mobil teknolojilerden yapay zekâ araçlarına kadar pek çok yenilik, günlük hayatımızın bir parçası oldu.
Düşünsenize, artık yapay zekâ araçları derin öğrenme, görüntü işleme ve veri analizi gibi yetenekleriyle metin, fotoğraf, ses ve video gibi içerikler üretebiliyor. Durum böyle olunca, yakın gelecekte etrafımızın makine üretimi içerikleriyle dolup taşması kaçınılmaz görünüyor.
Tabi bu bizi şaşırtmıyor çünkü halihazırda internetin her bir köşesinde tamamen yapay zekâ ile üretilmiş içerikler görmeye başladık bile. Henüz yolun başında olduğumuza göre, yakın gelecekte insan elinin hiç değmediği, yapay zekâ tarafından oluşturulan, gerçeğinden ayırt edilmesi güç makaleler, müzikler ve filmlerle boğulabiliriz.
Böyle bir döneme girdiğimizi düşünün; nereye baksak, ne okusak, ne görsek, ne izlesek hep bir yapay zekâ ürünü. Her şeyin makine tarafından üretildiğini görmek bıkkınlık vermeye başlıyor. İnsanın doğal yaratıcılığını özlüyoruz. Sonra bir yerlerde bir devrim başlıyor.
“İnsan Yapımı Filmler Burada”
“El Emeği Kebaplar”
“İnsan Dokunuşuyla Şekillenen Güzellik Merkezi”
Vay canına! diyoruz. İşte özlemini çektiğimiz şey bu.
Aslına bakarsak, yapay zekâ bir şeyler üretirken belirli kurallar çerçevesinde geçmiş ve mevcut verileri kullanarak, zaten var olan örnekleri düzenliyor ve yeniden üretiyor. Kısacası, bir bakıma insan yaratıcılığını taklit ediyor.
Oysa bir insanın yaratıcılığı bunlarla sınırlı kalmadığını biliyoruz. İnsan, yaratıcılığını sergilerken, deneyimlerinden, duygularından, değerlerinden ve içsel dürtülerinden faydalanır. Bunlar da insanı tamamen özgün kılan şeyler.
İnsan elinin değdiği her şey eşsiz bir değer taşır. Yapay zekâyı da icat eden insan değil midir?
Teknoloji, hayatımızı kolaylaştırmak amacıyla sürekli gelişiyor. Yapay zekâyı bu gelişimin bir sonucu ve bir araç olarak görürsek, onu faydalı bir şekilde kullanmaya devam eder ve insan yaratıcılığını koruyarak sürdürebiliriz.
“İnsan Yapımı Filmler Burada”
Hah! Kaldırın şu tabelayı. Buna ihtiyacımız olmayacak!
https://medium.com/@osmankusek/insan-yapimi-filmler-49187993410c
İlk yorum yapan siz olun